Türkiye’de gayrimenkul satın almak, özellikle yabancı alıcılar için, tüm adımlar dikkatle izlendiğinde oldukça kolay bir süreçtir. Bu sürecin en önemli unsurlarından biri, mülkiyetin resmi devri anlamına gelen “Tapu”dur. Tapu, mülk sahipliğini resmi olarak kayıt altına alır ve Tapu ve Kadastro Müdürlüğü tarafından düzenlenir. İşte Türkiye’de tapu sürecinin nasıl işlediğine dair kapsamlı bir rehber:
Bu kontroller genellikle lisanslı bir avukat ya da güvenilir bir emlak danışmanı aracılığıyla yapılır.
Uygun gayrimenkul seçildikten sonra, alıcı ile satıcı arasında bir ön satış sözleşmesi imzalanır. Bu sözleşmede satış bedeli, ödeme planı ve tapu devri süresi belirtilir. Bu aşamada genellikle %5–10 oranında kapora ödemesi yapılır.
Yabancı alıcıların tüm resmi işlemler için Türkiye’de bir vergi numarası alması gerekir. Bu numara, pasaport fotokopisi ile birlikte yerel vergi dairesinden temin edilir.
Fon transferi ve mali işlemler için yerel bir banka hesabı açılması gerekebilir. Alıcının gelir belgesi ve ikamet ettiği ülkeye ait bir fatura genellikle talep edilir.
Tapu devri, ilgili Tapu Müdürlüğü'nde gerçekleştirilir. Alıcı ve satıcı (veya noter onaylı vekâletname ile temsilcileri) hazır bulunmalıdır. Gerekli belgeler genellikle şunlardır:
Yabancı alıcıların, lisanslı bir değerleme uzmanı tarafından hazırlanan resmi bir ekspertiz raporu alması zorunludur. Bu, satış bedelinin piyasa koşullarıyla uyumlu olduğunu ve vergi kaçakçılığını önlemek amacıyla yapılır.
Tapu Müdürlüğü başvuruyu onayladıktan sonra, resmi imza işlemi için tarih belirlenir. Bu randevuda:
Tapu harcı, alıcı ve satıcı arasında paylaştırılır ve genellikle satış bedelinin %4’ü oranındadır (taraflar arasında farklı anlaşmalar yapılabilir). Ayrıca noter ücretleri, tercüme hizmetleri ve varsa emlak komisyonu gibi ek masraflar oluşabilir.
Türkiye’deki tapu süreci oldukça düzenli ve şeffaftır; özellikle profesyonel hukuki destekle yürütüldüğünde son derece güvenlidir. Yabancı alıcıların deneyimli emlak danışmanları ve avukatlarla çalışması şiddetle tavsiye edilir. Doğru adımlar izlendiğinde Türkiye’de mülk sahibi olmak hem kazançlı bir yatırım hem de sorunsuz bir deneyim haline gelir.